İkinci durağımız bir başka Kuzey Ege adası olan Samos. ( İlk durağımız olan Sakız adası yazısı bazı teknik nedenlerden ötürü daha sonra ekleyeceğim.) Samos, turizmin, Sakız’a göre çok daha geliştiği yemyeşil bir ada. En son 7 sene önce geldiğim bu adayı ikinci kez ziyaret edişim. Adanın 7 sene sonra bile değişmediğini görmek çok güzel. İnsanlarının yaklaşımı, göreceli biraz daha uygun fiyatlı olması ve koylarının güzelliği ile favori Yunan adalarımdan biri olan Samos’da muhteşem bir yedi gün geçirdik.

* Samos videolarının keyfi en iyi yüksek çözünürlükte çıkar 😉 Bunun için videolardaki ayarlar ikonundan ( videoların sağ altındaki YouTube yazısının yanındaki ikon) kalite olarak 1080p50hd veya 7520p50hd’yi seçiniz.
Samos – Nerede Kalınır
Samos büyük bir ada ve kalacak yer için pek çok opsiyon var. Samos merkezi Sakız Adasına göre daha güzel olsa da, biz gene de çok beğenmedik. Samos’un Phythagorion ve Kokkari gibi köyleri konaklamak için çok daha güzel. Biz, daha önce konakladığım Kokkari köyünde kaldık. Hem adanın en güzel plajlarına yakın olması hem de adanın en güzel köylerinden biri olması bu kararı almamızda etkili oldu.

Bu sefer Pension Giannis perris tercih ettik. 6 odalı küçücük bir pansiyondu ama hemen önünün sahil olması ve odaların deniz manzaralı olması hoşumuza gitti. Deniz manzarasından ötürü konaklama ücreti ortalamanın biraz üzerinde olsa da sabah dalga sesleriyle uyanmak ve denizi görmek paha biçilemez. Her odada küçük de olsa balkon olması bir başka avantajı.
Bir başka alternatif de hem rıhtım üzerinde hem de bir arka sokakta iki binası olan Poseidon hotel. Gecen gelişimizde burada kalmış ve oldukça memnun ayrılmıştık.
Samos – Nerelere Gidilir
Samos, oldukça büyük bir ada ve gezilecek pek çok yeri var. Bu yüzden bir kaç gün için dahi olsa araba kiralamakta fayda var. Biz aracımızı Pegasus rent a car‘dan kiraladık ve memnun kaldık. Firmanın araçları temiz ve yeniydi. Ayrıca firma sahibi Christina bize her konuda çok yardımcı oldu.
Samos Merkez
Sanki bir Yunan Adası’nda değil de büyük bir şehrin kordon boyunda dolaşıyormuşuz gibi bir hissiyata kapılıyor insan. Samos’un merkezi Sakız Adasının merkezine göre daha güzel olsa da gezdiğimiz diğer Yunan Adaları ile karşılaştırınca beğenmediğimiz bir yer oldu. 3 km’lik modern ve eski binaların olduğu bir rıhtım hattı ve bu hat boyunca oteller, kafeler, barlar var. İlginç bir şekilde restoran için çok fazla seçenek yok.
Bence Samos merkezin en güzel yeri eski şehir. Tepelere doğru kurulmuş olan eski şehir, bulması zor ama keşfedince gezmesi de bir o kadar keyifli. Daracık sokaklarında, beyaz badanalı, 2 katlı, birbirine bitişik evlerin olduğu bu kısım gerçekten çok güzel. Aynı zamanda belediyenin eski kasabada görülecek yerler için bir gezi rotası oluşturup belli noktalara harita olarak koyması harika olmuş. Mutlaka gezmenizi tavsiye ederim.
Kokkari Köyü
Bana göre Monolates ile birlikte adanın en güzel köyü. Renkli, cıvıl cıvıl ve her daim hareketli. Hem kuzeydeki plajlara yakınlığı hem de yeme-içme konusunda birçok kaliteli seçeneğin olması buranın bu kadar popüler olmasındaki ana etkenler. Adaya her iki gelişimde de burada kaldım.
Pythagorion Köyü
Pisagor’un doğum yeri olan köy, tıpkı Kokkari gibi geniş bir rıttım hattına sahip. Bu hat üzerinde yan yana her zevke hitap eden restoranlar, tavernalar ve kafeler var. Kokkari’dekilerin aksine, işletmelerin önünde her daim hareketli olan genişçe bir yürüyüş yolu var. Hem yürüyenler hem de rıhtıma bağlı tekneler yüzünden deniz manzarasından mahrum kalıyorsunuz.

Sadece rıhtım hattını değil; arka sokaklarını da gezmesi keyifli. Ayrıca akşam 20:00’den sonra rıhtım hattına inen ana sokak araç trafiğine kapanıyor. Çift taraflı ağaçların doğal bir tente oluşturduğu sokakta sağlı-sollu hediyelik eşya satan dükkanlar sıralanıyor. Tahmin edebileceğiniz üzere her daim kalabalık.

Monolates Köyü
Bir dağ köyü olan Monolates çok küçük, kendi halinde bir köy. Zamanınız varsa ziyaret etmenizi öneririm ama sahil yolundan içeri girip tepelere tırmanmaya başladığınızda bol virajlı ve dar bir yol sizi bekliyor. Köye vardığınızda bütün yorgunluğunuzu unutacaksınız. Gezmesi çok keyifli olan bu köyün sakinleri de pek candan. Türk olduğumuzu anlayan sempatik yaşlı teyzenin birden ona kadar sayışı hala kulaklarımızda 🙂
Samos Adası – Plajlar
Samos, Sakız’a göre turizmin daha fazla geliştiği bir ada. Bu yüzden birçok plajında tesis var. Ayrıca popüler plajların birçoğuna toplu taşıma ile ulaşabilirsiniz. Tıpkı Sakız Adası’nda olduğu gibi tertemiz, harika bir deniz sizi bekliyor. Samos’un en büyük farkı koylarının yemyeşil olması.
Aksini belirtmediğim sürece bütün plajlar organize; fakat Sakız Adası’nın aksine şezlong-şemsiyeler ücretli. Standart ücret 6€ ve adanın her yerinde aynı. Her zaman olduğu gibi kendi şemsiyenizle, tesisli plajlardan dahi bedava olarak yararlanabilirsiniz.
Kerveli Plajı
Samos merkeze 7 km uzaklığında olan plaja toplu taşıma ile ulaşım imkanı yok. Özel aracı ile gidecekler için ise park yeri mevcut. Koyda bulunan tavernada yemek yiyecekseniz aracınızı oranın bahçesine de park edebilirsiniz. Çam ve zeytin ağaçları ile çevrili yemyeşil bir koyda bulunan Kerveli plajı, adanın en güzel ve korunaklı yerlerinden biri. Bu yüzden de deniz diğer koylara göre daha sakin.
Kerveli, çakıl taşlı ve organize olmayan bir plaj; ama plajın sonunda bulunan ağaçların gölgesinden yararlanabilirsiniz. Plajın son kısmına doğru, evlerin arkasında küçük bir büfe ve 2 Euro’ya şezlong kiralayan bir yer mevcut. Ama şezlongları getirip götürmesi size ait 🙂 ilk girişi haricinde tamamen kumluk olan pırıl pırıl deniz, adanın en iyilerinden. Ayrıca plajda bulunan tavernada mutlaka yemek yemenizi öneririm.
Klima
Samos merkeze 16 km uzakta olan Klima’ya toplu taşıma ile ulaşım imkanı yok. Özel arabası ile gidecekler için ise park yeri mevcut. Koy, Phisil Ammos ile birlikte, Samos Adası’nın Türkiye’ye en yakın olduğu yerlerden biri. Öyle ki koyun karşısındaki Dilek Yarım- adası neredeyse bir taş atımı mesafede.
Klima büyük ve rüzgardan korunan bir koy olduğundan, deniz göl gibi. Bu yüzden birçok yat bu koyda demirliyor. Geniş bir koy olmasına rağmen, koyun sadece sağ kısmındaki çok küçük ve dar bir plaj var. Plaj organize ve hemen arkasındaki sık ağaçlardan dolayı şemsiye ihtiyacı yok. Phisili Ammos’da olduğu gibi hem sahil hem deniz tabanı tamamen kum. Akşam üstüne doğru geldiğimiz plajda deniz çok rahatlatıcı ve güzeldi.
Ayrıca şezlongların hemen yanında, kelimenin tam manasıyla deniz üzerinde olan bir taverna da mevcut.
Psili Ammos Plajı
Samos merkeze 12 km uzaklığında olan Psili Ammos, adanın en ünlü plajlarından biri. Plajda 3 adet işletme olsa da biz plajın başındaki tavernanın şezlongları ağaç altında olduğu için orayı tercih ettik.
Adadaki bir çok yerin aksine plaj ve deniz tamamen kumluk. Denizin ilk 20-30 metresinde su diz seviyesine bile gelmiyor. Tam da bu yüzden özellikle küçük çocuklu aileler için bir cennet 🙂
Psili ammos, denizde 3 renk geçişini görebileceğiniz, kristal berraklığında harika bir denize sahip. Plajın karşında bütün heybetiyle yükselen yemyeşil Dilek Yarımadası’na bakarak denize girmek de ayrı bir keyif.
Kuzey Plajları
Kokkari’de ve Kokkari’yi geçtikten sonra bir biri ardına sıralanan bu plajlar adanın en popüler plajları. Ne yazık ki konum itibari ile kuzeyden esen rüzgarlardan en çok etkilenen plajlar da bunlar.

Şansımıza bizim gittiğimiz dönem adanın en rüzgarsız haftalarından biri olduğu için bir hayli rahat ettik. Aksini belirtmediğim sürece plajların hepsi organize ve toplu taşıma ile ulaşım var. Ayrıca özel arabası ile gidecekler için sınırlı da olsa park yerleri mevcut. Adanın diğer plajlarında olduğu gibi şezlong-şemsiye ücreti 6 Euro.
Kokkari Plajı – 1
Kuzeye bakan açık bir plaj olduğu için, özellikle Temmuz ve Ağustos aylarında, her daim dalgalı ve rüzgarlı. Bu yüzden de rüzgar sörfçüleri arasında oldukça popüler. Plaj için yarı organize diyebiliriz. Plaj üzerindeki restoran ve kafeler şezlong-şemsiye kiralıyor. Belki de bizim şansımıza son iki günümüzde deniz çarşaf gibiydi. O halini gördükten sonra, rahatlıkla adadaki en güzel deniz diyebilirim. Kristal berraklığında, uçuk mavi renkteki bu harika suda yüzmeye doyamadık.
Kokkari Plajı – 2
Daha çok çevrede oturanların erken saatlerde yüzmek için geldiği plajcık, mendirekten dolayı her daim dalgasız. Organize olmayan plajda en fazla 5-6 kişilik uzanacak yer var. Geleneksel balıkçı kayıklarının arasından Kokkari 3’e doğru yüzebilirsiniz ama bütün günü geçirmek için uygun değil.
Kokkari Plajı -3
Rıhtım hattındaki restoranları arkanızda bıraktıktan sonra ulaşacağınız organize olmayan, küçük bir plaj. Deniz, genelde Kokkari 1’e göre çok daha sakin. Tesisi olmayan bu plaj hiç bir zaman çok kalabalık olmuyor.
Lemonaki Plajı
Lemonaki Plajı, Kokkari’ye sadece 1.5 km uzaklıkta. Plajda şemsiye-şezlong kiralayan iki tane taverna var. Ücretler akşam üzeri 4’ten sonra 4 Euro’ya düşüyor. Plaj, yumruk büyüklüğünde çakıl taşlarından oluşan bir sahile sahip ve küçük çocuklu aileler için uygun değil. Ayrıca taşlardan dolayı denize giriş çıkışlar biraz zorlayıcı olduğundan deniz ayakkabası ile gitmenizi tavsiye ederim. Bu plajın kuzey hattındaki diğer plajlara göre en büyük avantajı, sahilin hemen arkasındaki ağaçlar. Her zaman olduğu gibi seçimimizi ağaç altı şezlonglardan yana kullandık 🙂
Tertemiz, turkuaz renkli, yüzmeye doyamayacağınız harika bir deniz sizi bekliyor. Koyun konumundan dolayı yüzerken Kokkari ve rüzgar sörfçülerin manzarası da cabası. Denizin ilk 3-4 metresi büyük çakıl taşları ile kaplı olsa da sonrası tamamen kumluk.
Tsamadou Plajı
Kokkari’ye 2 km uzaklıkta olan Tsamadou, adanın bir başka popüler plajı. Lemonaki’den hemen sonra gelen plajın yapısı ve denizi Lemonaki ile birebir aynı olsa da tesis kalitesi Lemonaki’nin bir tık altında.
Tsobou Plajı
Kokkari’ye 6 km uzaklıkta olan plaj kuzeydeki en geniş plajlardan biri. Bu sebeple de kuzey rüzgarlarından en çok etkilenen plaj. Biz gittiğimizde deniz çok dalgalı olduğundan burada denize giremedik. Ama denizin sakin olduğu bir gün güzel olabilir.
Samos – Ne Yenilir Ne İçilir
Her Yunan adası ziyaretinde olduğu gibi bol bol ahtapot, kalamar dolması ve karides yenir, uzo ve şarap içilir 🙂 Gerçi tatilimizin ikinci yarısını geçirdiğimiz Samos’da bu ritüeli birazcık bozduk. Samos, şaraplarıyla ünlü bir ada olduğundan içki tercihimizi çoğunlukla adanın güzel şaraplarından yana kullandık.

Samos merkez, yemek konusunda bu büyüklükteki bir adadan beklenmeyecek kadar kısır. Gördüğümüz restoranlar ya kafe tarzı ya da ara sokaklarda albenisi olmayan yerlerdi. Bu yüzden Samos merkezde hiç yemek yemedik. Ama adanın en bilinen köyleri olan Kokkari ve Pythogora yemek konusunda adeta birer vaha gibi.

Biz Kokkari de kaldığımız için akşam yemeklerimizi bir sefer hariç hep burada yedik. Her seferinde de masadan çok memnun kalktık. Kokkari’nin en güzel yanı rıhtım hattı boyunca sıralanan restoranların, kafelerin ve barların hep denize sıfır olması. Tabi sadece rıhtım hattında değil, rıhtım hattına çıkan sokaklarda da birçok güzel alternatif mevcut.

Piccolo porto
Kokkari’nin iki İtalyan restoranından biri olan Piccolo Porto bembeyaz masa ve sandalyeleri ile diğer tavernalardan ayrılıyor. Klasik bir İtalyan restoranı olarak menüleri pizza ve ev yapımı makarnalardan oluşuyor. Gerek taş fırında odun ateşinde pişen pizzaları gerek makarnaları beğensek de adanın öbür İtalyan restoranı Basilico’yu daha başarılı bulduk. Bir pizza, bir lazanya, bir presecco ve bira için toplamda 43 Euro hesap ödedik.

La Busco
Piccolo Porto’nun hemen yanındaki restorandan oldukça memnun kaldık ve iki kere gittik. Servisi ve çalışanların ilgisi çok iyiydi. Ayrıca geniş bir menüleri var. Biz tavuk şnitzel, lazanya, fettucini alfredo makarna, patates kızartması ve alkolsüz içecek sipariş ettik. Yediğimiz büyün yemekler lezzetliydi ama dışı kıtır içi yumuşacık olan tavuk şinitzeli ayrı bir yere koyuyorum. Toplamda 50 euro hesap ödedik.

Kerveli Beach Tavern
Bize göre Posedion’la birlikte adanın en iyisi. Hemen denizin dibinde olan tavernada bir yandan Kerveli’nin eşsiz denizini izlerken bir yandan da yemeğinizi yiyebilirsiniz. Söylediğimiz herşey çok lezzetliydi. Yarım kilo kuzu pirzola, ev köftesi, yaprak sarma, anne patatesi, Yunan salatası ve 3 kola için toplam 42 euro hesap ödedik.
Adadaki fiyat-performans oranı en başarılı yer burasıydı. Porsiyonlar gerçekten devasa, yemek siparişi verirken bunu göz önüne almanızı öneririm. Bir de kırmızı etle aranız iyiyse mutlaka kuzu pirzola sipariş etmenizi tavsiye ederim.
Basilico
Kokkari’nin ana rıhtım hattının diğer ucunda, mendireğin yanında yer alan bu İtalyan lokantası,bize göre, Piccolo’dan daha iyi. Ayrıca adada deniz ürünlerinden sıkılanlar için güzel bir alternatif. Bir başka güzel yanı da konumu nedeniyle Kokkari manzarasına karşı yemek yenilmesi. Yediklerimizden oldukça memnun kaldık. Bruschetta, 4 peynirli pizza, porcini mantarlı risotto, yarım litre ev şarabı, tiramisu ve iki Türk kahvesi için 50 euro hesap ödedik.
Krista
Tsombou koyunun içinde olan bu tavernanın güzel bir manzarası ve geniş bir menüsü var. Ayrıca her gün değişen spesiyalleri oluyor. Biz chesseburger ve fırında kremalı mantarlı linguini söyledik. Cheeseburgerin köftesi ev köftesi gibi ve ortalama lezzete sahipti.

Fırında linguiniyi ise kuruttuklarından dolayı o kadar beğenmedik. Adadaki diğer restoranlar da yediğim yemekleri düşününce, Kristina, ortalamanın altında vasat bir restoran. Bu yüzden çok mecbur kalmadıkça yemek yemeyin. Yemekler ve iki alkolsüz içecek için toplam 21 euro ödedik.
Poseidon
Kerveli Beach Taverna ile birlikte adada en beğendiğimiz restoran. Manzarası, yemeklerinin lezzeti,porsiyonlarının büyüklüğü ve sahiplerinin ilgi alakası ile gönlümüzü kazandı. Restorana iki kere geldik ve her iki sefer de çok memnun kaldık. Yarim kiloluk deniz çipurası, ahtapot salatası, yaprak sarma, yunan salatası ve yarım litre ev şarabı için 45 € ödedik.

Two Spoons
Pythogoro köyünde rıhtımın sonunda yer alan bu mekan taze ve el yapımı tatlıları ile meşhur. Ayrıca çok da güzel bir bahçesi var. Tatlıların şekilleri de alışılmışın dışında. Mesela benim sipariş ettiğim peynirli kek yuvarlaktı. Bunun dışında menülerinde geniş kahve ve ev yapımı buzlu çay seçenekleri var.
Ramataki
Pythogoro köyünde yer alan bu taverna , Two Spoons’u arkanıza aldığınızda sol çaprazda kalıyor. Ramataki’nin en güzel yanı, hemen önlerindeki kumsala attıkları masalar; böylece denizin hemen dibinde manzaranın tadını çıkartabiliyorsunuz. Özellikle gün batımından yarım saat önce gitmenizi tavsiye ederim.

Kılıç balığı şiş, ahtapot ızgara, Yunan Salatası ve yarım litre ev şarabı sipariş ettik. Kılıç balığı şiş oldukça lezzetliydi. Ahtapot ızgara da suyunu korumuş olmasına rağmen normalden fazla elastikdi.
Nasıl gidilir
Kuzey Ege adaları, özellikle bizler için gidilmesi en rahat ve zahmetsiz Yunan Adaları. Samos’a, Kuşadası’ndan her gün kalkan feribotlarla ulaşabilirsiniz. Biz, Ertürk Lines firması ile Kuşadasına döndük. Ne yazık ki feribot ücretleri adaların yakınlığı düşünülünce gerçekten pahalı. Gidiş dönüş ücretleri 55 Eur.