Halkidiki Seyahat Rehberi

Halkidiki  Yarım Adası

Halkidiki yarım adası,  Allah’ın özene bezene yarattığı yerlerden biri.  Harika bir deniz ,yemyeşil ve iyi korunmuş bir doğa ve  yabancısı olmadığımız bir mutfağa sahip. Yani kısaca deniz tatili yapmak isteyen birisinin isteyeceği herşeye sahip. Esasında  Halkidiki, denize parmak gibi uzanan  3  ayrı yarımadadan oluşuyor: bunlar sırasıyla Kassandra, Sithonia ve Atos. Kassandra daha hareketli ve plajları bizdeki eller havaya beach clublar gibiyken, Sithonia daha sakin ve fiyatları bir tık daha ucuz. Son parmak olan Atos ise, ada üzerindeki manastırlardan dolayı kadınların kabul edilmediği, dolayısıyla kitle turizminin olmadığı bir yer. Biz tercihimizi  deniz yönünden daha iyi olduğu söylenen Sithonia’dan yana kullandık.

Halkidiki   Nerede Kalınır

Sithonia yarım adası üzerinde pek çok alternatifiniz olacak. Vorvorou, en popüler destinasyon olduğu için özellikle denize sıfır, uygun fiyatlı otellerdeki odalar yaz gelmeden dolmuş oluyor. Biz Vourvourou’da yer bulamayınca, ikinci alternatifimiz olan Ormos Panagias’da  kalmaya karar verdik.  Burası çok küçük bir köy  olduğu için kalınacak yerler  daha çok köyün dışına doğru sıralanmış durumda. Sahil hattında ise daha çok oteller  bulunuyor.

Kaldığımız apartın, barbeküde yapabileceğimiz büyük bir bahçesi vardı.

Bu köy civarında genelde büyük bahçeler içinde apartlar var, bizim kaldığımız yer olan Evangelia’s family house  yaklaşık 3 dönümlük  bir bahçe içindeydi  ve kendi otoparkı vardı. Aparta adını veren  ev sahibemiz Evangelia ve ailesi çok ilgili ve iyi insanlardı.  İçinde mutfak da olan odamız hem büyük hem de tertemizdi. En güzel  yanı her odanın büyük bir balkonu olması. Ayrıca  apartın bahçesinde barbekü de var; isterseniz kendi aldığınız yiyecekleri pişirebilir ve ağaç altındaki masalarda keyif yapabilirsiniz.

Odamızın balkonundan manzaramız. Kısmi deniz manzaralı diyebiliriz 😛

Halkidiki  Nerelere Gidilir

Kaldığımız  Sithonia yarım adasında  köylerin tarihi geçmişi çok fazla geriye gitmiyor. Yunan Adaları’nda olduğu gibi  gezilecek eski köy/şehir merkezleri yok ama bu açığını harika yemekleri, denizi ve çoğrafyasının güzelliği ile fazlasıyla  kapatıyor.

Neo Marmaras

Bölgenin en turistik ve en büyük yerleşim yeri olan Neo Marmaras, görür görmez nefret ettiğimiz bir yer oldu. Hiç boşluk bırakmadan birbirine bitişik 3-4 katlı apartmanları, insanın üstüne üstüne gelen mimarisi  ile en azından bize boğucu geldi. Çok kısa bir moladan sonra, iyi ki Ormos Panagias’da kalmışız diyerek  yolumuza devam ettik.

Nikiti

Uzun bir sahil şeridine sahip Nikiti, Sithonia’nın  en hareketli kasabalarından biri. Bölgedeki diğer yerler  gibi Nikiti’nin de tarihi bir merkezi yok. Çevre yolu ile sahil arasında kalan bölgede yazlık  evler ve oteller bulunuyor.

Bizim için çok kalabalık olsa da, Nikiti’nin geniş sahil hattı oldukça popüler.

Nikiti’nin diğer yerlere göre en büyük avantajı, plaj  ile evler arasında kalan trafiğe kapalı  geniş rıhtım hattı. Bu alanın bir kısmı yürüyüş yolu, sahile yakın olan kısmında ise her zevke ve keseye hitap eden  restoranlar, kafeler ve barlar var. Bu kısım özellikle akşam saatlerinde cıvıl cıvıl.

Nikiti’nin sahil hattındaki cafeleri özellikle gün batımıda birşeyler içmek için ideal.

Vourvourou

Vourvourou bölgedeki diğer köylere göre biraz daha farklı. Herşeyden önce bir köy merkezi yok. Araç yolu köyün ortasından geçtiği için yolun altında kalan bütün binalar denize sıfır. Yaklaşık 1.5 km uzunluğunda dar bir sahil şeridine sahip olan köy, tesislerin denize sıfır olması ve  suyun sığ olmasından dolayı, özellikle çocuklu aileler arasında oldukça popüler.

Vourvourou plajları özellikle sabah erken saatlerde harika.

Ormos Panagias

Bizim de konakladığımız  Ormos Panagias çok şirin bir köycüktü. Her ne kadar çok küçük bir merkezi olsa da ihtiyacınız olan herşey elinizin altında. Köyün meydanında mini market, fırın ve bir kafe var. Kalacak yerler ise köyün dışına doğru yayılmış ve  genelde büyük bahçeleri olan apartlar. Ormus Panagias’ın denize de girebileceğiniz küçük bir kumsalı var. Gene aynı kumsal üstünde  yan yana dizilmiş 3 balık restoranı ve sahile hafif yukarıdan bakan bir bar var. Özellikle akşam yemeği için restoranlarda rezervasyonsuz  yer bulmak oldukça zor.

Deniz dönüşü, kaldığımız aparta uğramadan önce kumsal keyfi yaptığımız Ormos Panagias’daki minnoş plaj.

Halkidiki  Plajlar

Sithonia yarım adası yemyeşil koyları ve tertemiz denizi ile tatilciler için adeta bulunmaz bir cennet. Yarım ada üzerinde o kadar çok plaj var ki birçoğunu da programımıza dahil edemedik. Selanik’e çok yakın olduğundan özellikle hafta sonları  popüler plajlar  kalabalık oluyor. Meltem rüzgarları adalara göre çok daha hafif esse de, deniz  öğleden sonra 13.00-14.00 civarında hafif dalgalanmaya başlıyor. Ayrıca bu cennet gibi plajların tadını çıkartabilmek için araba kiralamak elzem.

Trani Ammouda Plajı

Sithonia’ın en büyük ve en popüler plajlarından biri olan Trani Ammouda’da plaj üstünde bir çok tesis var. Aparta yakınlığından dolayı 2 kere gittiğimiz bu plajda birşeyler  yiyip içtiğiniz zaman şezlong ve şemsiye için ayrıca para istenmiyor.

Armanistis Camping 

Burası bütün koya yayılan içinde restoranları, marketi, kuru temizlemesi dahi olan Yunanistan’ın en büyük kamp alanlarından biri . 700-800 metrelik geniş bir sahili ve harika bir denizi var.  Tesise giriş ücreti kişi başı 7 Euro ve bu fiyata birer içeçek de dahil. Şezlong ve şemsiyeler için ayrıca ücret istiyorlar. Kalın minderli şezlonglar için kişi başı 7 Euro, mindersizler ise kişi başı 4 Euro. Ücret Yunanistan’a göre biraz tuzlu da olsa buna değer. Mutlaka gitmenizi tavsiye ederim.

Lagonis Beach

Lagonis Beach, Pana Anarmos’a 3 km uzaklığında Sithonia’nın bir başka popüler plajı. Deniz tabanı kum ve su harika. Deniz geç derinleştiğinden, çocuklu aileler için de biçilmiş kaftan.  Hafta sonları giriş ücreti kişi başı 5 Euro ama bu fiyata istediğiniz alkolsüz bir içeçek dahil. Hafta içi ise sadece yediğiniz içtiğinizi ödüyorsunuz. Bölgedeki pek çok plaj gibi çam ağaçları plajın içine kadar uzanıyor. Biz her zaman olduğu gibi tercihimizi ağaç altından yana  kullandık. Öğleden itibaren plaj kalabalıklaşsa da ilginç bir şekilde sahilin sol kısmı bomboş oluyor. Buradan denize girmenizi tavsiye ederim.

Spathies Plajı

Sithonia’ nın en güzel deniz deneyimlerinden birini yaşayacağınız  bu küçük plajcık mutlaka gelmeniz gereken yerlerden biri. Etrafı çam ve zeytin ağaçları ile çevrili bu koy, günün her saati sakin bir  denize  sahip. En güzel zamanı kesinlikle sabah erken saatler. O sessizlikte, deniz çarşaf gibiyken yüzmeye doyamadık. Ağaçlar neredeyse denize kadar uzandığı için  güneş bir problem yaratmıyor ama tesis olmadığından mutlaka su ve yiyecekle gelmek şart. Plajın arkasından Kalogria plajına bağlanan dar toprak yolun kenarlarına arabanızı park edebilirsiniz ama park yeri bulmak için erken saatlerde gitmekte fayda var. 

Manassu Beach 

Armanistis Camping’e gelmeden bir önceki koyda bulunan Manassu Beach, geniş bir alana yayılan dört dörtlük bir tesis. Tertemiz duşlara ve tuvaletlere sahip tesiste ayrıca tam teşekküllü bir restoran ve bar da var. Deniz, yarım adanın diğer plajlarında olduğu gibi harika fakat hızlıca derinleşiyor.  Tesise giriş için bir ücret ödemiyorsunuz ama orta sıra şezlonglarda iki kişi için en az 20€’luk sipariş vermek zorundasınız. En öndeki şezlonglarda bu ücret daha da artıyor.

Koviou plajı

Sithonia’nın bir başka popüler plajı. Geç derinleşen,  tropik adalardaki gibi harika bir denize sahip. Uzun ve geniş bir plaj olan Koviou’da tesis ve restorana ulaşmak için plajın arkasına doğru  300-350 metre yürümeniz gerekiyor. 35  derecelik sıcaklıklar tahmin edebileceğiniz gibi bu tür yürüyüşler için oldukça yorucu. Sahilde duş olmaması da bir başka negatif yönü. İki şezlong bir şemsiye için 5 Euro ödedik. Ayrıca erken giderseniz plajın sol yanındaki ağaçların  gölgesine  sığınabilirsiniz.

Latoura Plajı

Yarım adanın en popüler plajlarından Lagonis’e giderken tamamen şans eseri keşfetiğimiz ve hastası olduğumuz bir plaj. Anayoldan Lagonis Beach tabelasını görüp saptıktan yaklaşık 300 metre sonra solunuzda kalan daracık ve kısacık bir yol ile buraya ulaşabiliyorsuz. Yol üstünde en fazla 6-7 araba için park yeri olduğundan mümkün olduğu kadar erken saatler gitmenizi öneririm. Plajın hemen arkasında büyükçe bir yeşil alan var ama koydaki evlere ait olduğundan arabanızla giremiyorsunuz.  Tesissiz bir plaj olduğu için mutlaka yiyecek, içecek ve şemsiye götürmenizi tavsiye ediyorum. Deniz, özellikle çoçuklu aileler için biçilmiş kaftan; dibi tamamen kum olan tertemiz deniz,  kıyıdan yüz metre açıkta bile bel seviyesinde.

Livari Beach

Livari plajının bizim için özel bir anlamı da olduğu için yarım adada en begendiğimiz ve gitmekten en zevk aldığımız plajlardan biri oldu. Buranın güzelliği sadece denizinden değil çoğrafi yapısından da ileri geliyor. Oldukca geniş bir koy olan Livari’nin iki tarafından, en fazla 5 metre genişliğinde 2 kumsal koya paralel uzanıyor.  Bu kısımla koy arasında kalan suyun derinliği ise ayak bileği seviyesinde.

Kastri Plajı

Agious Ionnis ile komşu olan Kastri plajı daha çok adanın yerlilerinin ve plaja yakın yazlıkçıların terçih ettiği bir plaj. Organize bir plaj olmadığından dolayı yanınızda yiyecek-içeçek ve şemsiye götürmenizi tavsiye ederim.

Kalogria Plajı -Mango Beach

Kalogria, uçuk mavi ile cam göbeği arasında gidip gelen rengiyle müthiş bir denize sahip. Denizin dibi tamamen kum ve hızlıca derinleşiyor. Plaj yaklaşık 1 km uzaklığında ve 3 ayrı tesise sahip. Biz plajın sonundaki Mango Otel’in şezlong ve şemsiyelerini kullanmaya karar verdik. Hem diğer yerlere göre daha tenha olması hem de tesisin güzelliği bu kararı almamızda etkili oldu. Tesisin bir diğer avantajı da otelin park yerini kullanabiliyor olmanız. Mango Beach, şezlongun bulunduğu yere göre peşin bir ücret alıp gün içinde yiyip içtiklerinizi bu paradan düşüyor. Denize ilk sıra şezlonglar iki kişi için 50 Euro, 3.sıradakiler ise 30 Euro. 

Kastello Plajı

Sabah keşfi sırasında ziyaret ettiğimiz plajlardan biri oldu. Sabah erken saatlerde ziyeret ettiğimiz için yeme-içme ve şezlong-şemsiye ücretleri ile ilgili bilgi veremiyeceğim ama deniz muhteşemdi. Mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ederim.

Agious Ioannis Beach

Agious Ioannis plajı, Koviou’dan bir sonraki plaj ve tıpkı Koviou’da olduğu gibi mükemmel bir deniz sizi bekliyor. Uzun plajın üstünde iki  ayrı tesis var. Her iki tesiste de  2 şezlong, bir şemsiye ücreti 5€.

Talgo Beach Bar

Talgo Beach, Lagonisi Beach’den  500 metre kadar sonra. Hafta içleri giriş ücreti yokken, hafta sonları kişi başı 5€ giriş ücreti alıyorlar. Geniş bir otoparkı olduğundan park yeri problemi yok.  Talgo Beach tam donanımlı bir tesise sahip. Son derece şık bir beach bar. Ayrıca basit yemekler yapan bir restoranı da var. Deniz komşu plaj Lagoni’de  olduğu gibi harika. Özellikle hafta sonları çok popüler olduğundan erken saatlerde gitmenizi tavsiye ederim.

Orange beach

Sithonia yarım adasının en popüler ve güzel yeri. Açık mavi renkteki deniz inanılmaz. Şnorkel yapmayı sevenler için tam manasıyla bir cennet. Buranın tadını çıkartabilmek için ya ölü sezonda ya da çok erken saatlerde gitmek lazım. Plaj sabah 10’dan itibaren full. Cuma-pazar arası gitmeyi kesinlikle düşünmeyin 🙂

Tekne turu

Halkidiki’de en azından bir gününüzü tekne kiralayıp, Vorvouru’nun karşısındaki Diaporos adasının plajlarını ziyaret etmenizi  şiddetle tavsiye ediyorum.  35 beygirin altındaki tekneler  için ehliyet şartı aramıyorlar. Vorvorou kumsalında tekne kiralayan birçok işletme var. Biz tercihimizi Paris restoranın 100 metre ilerisindeki Searide‘dan yana kullandık. Sabah 9.00 da teslim alıp akşam 18.00’de bıraktığımız tekne için  65€ ödedik. Bu ücrete benzin dahildi.

Vorvouruda’ki iskeleden ayrıldıktan sonra ilk durağımız  “Blue Lagoon” oldu. Blue Lagoon, Diaporos adası ile yanındaki kayalıklar arasında kalan bir koycuk. Burada  suyun rengi inanılmaz bir mavi. Sabah erken saatlerden sonra hızla kalabalıklaşmaya başladığı için ne kadar erken gidersenşiz o kadar iyi.

Masmavai sularında yüzmeye doyamayacağınız Blue Lagoon bot gezimizde ilk durağımızdı.

Blue Lagoon’dan ayrıldıktan sonra rotamızı adanın  iç körfezine çevirdiğimizde harika bir nokta keşfettik. Kumların içinden çıkan dev bir çam ağacının altındaki küçüçük bir kumsalda mola verdik.Tekneyi kumsala çekip, bir kayaya bağladıkdan sonra ağacın gölgesinden de faydalanarak  oturduk, denize girdik. Böylece en sıcak saatleri gölgede geçirebildik.

Küçük molamızdan  sonra, gene körfezin içinde, az ilerideki  bir başka koya gittik. Bu koyun en güzel tarafı bizden başka kimsenin olmamasıydı.  Sığ ve dibi tamamen kum olan harika denizde  bir saat kadar yüzdük.

Issız koydan sonra rotamızı Diapora adasının Vorvorou’ya bakan kısmına çevirdik. buralarda da küçüklü-büyüklü pek çok koy, plaj  bulunuyor.Hepsi birbirinden güzel olan bu plajların istediklerinizde  mola verebilirsiniz. Öğlen 16.00’da sıcaklık dayanılmaz bir noktaya ulaştığında çok güzel başka bir koy bulduk. Fakat koyun güzelliği denizinden ziyade koyda bulunan tesisten ileri geliyordu. Ağaçların arasına saklanmış bu tesis, biz gittiğimizde açık olmasa da biz sandalyelerini ağaç altına çekerek kısa bir mola verebildik.

Halkidiki   Yeme içme

Her Yunanistan seyahatinde olduğu gibi bol bol uzo içilir envai çeşit deniz ürünleri yenir. Ne yazık ki artan kur farkından dolayı artık Yunanistan’da yiyip içmek eskisi kadar ucuz değil ama gene de Bodrum’dan, Çesme’den daha ucuz ve hizmet kalitesi çok daha iyi. Bu konularda Halkidiki’de bir istisna değil. En azından bir balık restoranına gittiğinizde önceden ne hesap ödeyeceğinizi bilmek bile başlı başına güzel bir olay 🙂

Aristo 

Ormos Panagias’ın en popüler restoranı. Akşam yemeği için rezervasyon şart. Kalabalık olduğundan servis biraz yavaş. Cacık, anne patatesi, ızgara ahtapot ve balık yedik. 2 Kadeh uzo ve 1 kadeh şarap için  toplamda 50 Euro hesap ödedik.

Baorbuni 

Ormos Panagias’da sahil üstündeki bir başka restoran. Hafta sonları canlı müzik de var. Karides sakanaki, yeşil salata, ızgara sardalya, yeşil salata yedik ve 2 kadeh uzo içtik.  İki kişi için 28 Euro hesap ödedik.

Ormos Panagias’daki restoranların en güzel yanı, kum üstüne attıkları masaları.

Paris Restoran

Vourvourou’da bulunan restoran özellikle akşam saatlerinde bir hayli popüler. Hafta sonu  gitmeyi düşünüyorsanız mutlaka rezervasyon yaptırmanız şart. Kumsalın hemen üstünde yer alan restoranın en güzel zamanı gün batımı öncesi.

Paris restoran, sadece yemekleriyle değil manzarasıyla da gönlümüzü fethetti.

Yemekleri lezzetli ve porsiyonları büyük olduğundan azar azar söylemeniz tavsiye olunur. Izgara somon, kuzu pirzola, zeytinyağlı sarma, söğüş salata, fırın patates ve bir kadeh roze şarap için toplam 38 Euro ödedik. Izgara somon ve pirzola çok lezzetliydi. Deniz ürünlerinden sıkılanlara güzel bir alternatif olabilir.

Garfona 

 Paris restorana gelmeden 500 metre gerideki restoran, oldukça popüler ve kalabalık. Kendine ait büyük bir park yeri olan restoran özellikle ızgaralar konusunda iddialı. Snitzel, roka-domates salata, bolonez makarna, kabak kızartma, tütsülenmiş mezgit ve yarım litre yarı tatlı kırmızı şarap için 31 Euro ödedik.

Akroyali 

Sahil yolunun başlangıcında, Nikiti’nin en popüler restoranlarından biri. Ev sahibemiz Eevangalia’nın önerisi ile gittiğimiz bu restorandan çok memnun kaldık. Yaz kış açık olan restoran özellikle taze deniz ürünleri ile meşhur. 

Restoranın spesyali olan karidesli makarna göründüğü kadar lezzetliydi 🙂

Porsiyonlar devasa olduğundan, ölçülü bir şekilde sipariş vermenizi  tavsiye ederim. 350 gr. taze kalamar ızgara, jumbo karidesli makarna, tütsülenmiş uskumru ve salatadan oluşan menümüze beyaz şarap ve barbayanni uzo eşlik etti. Toplamda 44 Euro ödedik. Spagetti ve kalamar efsaneydi.

ikinci gidişimizde ise ızgara ahtapot, uzo, kızartma kaban, salata ve bir prosiyon balık için 40 Euro ödedik.

Pizza Alexandros

Nikiti’de sahil yolu üstünde bulunan bu restoran, gerçek taş fırında yaptıkları lezzetli pizzaları ile gönlümüzü fethetti. Pizzalar olducak büyük. İki pizza ve iki alkolsuz içeçek için 18 euro ödedik.

Halkidiki  Nasıl gidilir

Selanik, İstanbul’a 750 km uzaklığında. Uzun bir tatil düşünülüyorsa kendi arabanızla gidebilirsiniz. Ayrıca THY  ve Olympic Airlines  Selanik’e ile ortaklaşa yaptıkları seferleri var. Biz, iki kişi gidiş dönüş 800 liraya bilet bulunca uçak opsiyonunu tercih ettik. daha sonrada Selanik havalimanından araç kiralayarak Halkidi’ye ulaştık.  Cuma günleri  Halkidi’ye, Pazar günleride  Selanik’e gidiş yolu kalabalık olduğunu belirtmekde fayda var.

Halkidiki Seyahat Rehberi” üzerine 4 yorum

  1. Merhaba blogunuz sayesinde baska tekne kiralama şirketlerine çok daha fazla para vermekten kurtulup biz de searide’dan uyguna kiraladik.Tesekkuru borç biliriz:)

    1. Merhaba Hatice Hanım,

      Çok sevindim 🙂
      Halkidiki cennet gibi bir yer, benim içinde tadını çıkarın lütfen.

  2. Merhaba,Temmuz sonu gibi gitmeyi planlıyoruz.sayenizde kafamızda bir fikir oluştu bile:) biz de bir günümüzü tekneye ayırmak istiyoruz ama ne benim ne de eşimin hiç bir şekilde tekne kullanımı ile ilgili deneyimimiz yok.Yine de tavsiye ediyormusunuz? Yada tekneyle ilgili herhangi bir eğitim vs veriliyor mu veriliyorsa ücrete dahil mi? Tavsiyeleriniz için tekrar teşekkürler

    1. Merhabalar,

      Kesinlikle tavsiye ediyorum 🙂
      Zaten kaptan ehliyeti olmayanlar sadece 30 beygir ve altı tekneleri kiralıyabiliyorlar.
      Kiraladığınız yerde çok kısa olarak tekneyi nasıl kullanacağınızıda gösteriyorlar.
      Eğer araba kullanıyorsanız, tekneyide çok rahat kullanabilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir